Türbanlı Komşularımın Sikişirken İnlemeleri! (3) (Bayram 24 Y., İstanbul)

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Åžerife’nin kocası Cevat’ın gelmesi en çok beni sevindirmiÅŸti. Bir hafta boyunca karısını sikecekti ve ben de buna kulak misafiri olacaktım. Ertesi gün akÅŸam olsun deyip duruyordum sürekli. AkÅŸam eve gittim, kendime yiyecek bir ÅŸeyler hazırlarken kapım çalındı. Açınca karşımda tanımadığım bir adamı gördüm. Uzun boylu, iri yarı bir adamdı. Yüzünde siyah, geniÅŸ bir sakalı vardı. En fazla 35 yaşında gösteriyordu.

Bana selam verdikten sonra, “Kusura bakma komÅŸum, rahatsız ettim ama ben senin altında oturuyorum. Senden bir isteÄŸim var…” dedi. Demek ki Remziye’nin kocası buydu. Remziye iriyarı bir kadındı, ama bu adam ondan da iriydi. Rahat 1.90-1.95 boyundaydı ve 100 kilodan daha fazla olduÄŸu kesindi. Remziye gibi iri kıyım bir kadını da anca böyle bir erkek siker dedim kendi kendime. Adam karşımda ayakta dururken o kısa zamanda aklımdan bunlar geçti. Adam, “Bizim küçük oÄŸlan rahatsız biraz, sen bir baksan, doktor çıkacakmışsın, sen de anlarsın herhalde?” dedi. Ona, “Hay hay, ne demek!” dedim. KoltuÄŸun üstündeki çantamı aldım, kapıyı kapatıp adamla birlikte indim aÅŸağı.

Kapıyı 10 yaÅŸlarında bir kız açtı. Adamla birlikte içeri girdik. Mutfağın kapısında Remziye’yi gördüm. Gene siyah çarÅŸafının içindeydi, gözleri görünüyordu sadece. Yabancı bir erkek eve gelecek diye çarÅŸafını giymiÅŸti sanırım. Salonda 50-55 yaÅŸlarında kapalı bir kadın oturuyordu ayrıca. Demek adamın annesi de buydu. Kadın bana, “HoÅŸ geldin evladım!” diyerek öpmem için elini uzattı. Ben de öpüp başıma koydum. O ara kadının yüzüne baktım. Yaşına raÄŸmen güzel bir kadındı. Kadın 5-6 yaÅŸlarında bir çocuÄŸun baÅŸucundaydı. Çocuk ter içinde yatıyordu.

Artık ben de neyin ne olduÄŸunu biliyordum. ÇocuÄŸun durumuyla ilgili birkaç soru sordum, ama adam cevap veremedi. O zaman, “Remziye gel buraya, Remziye!” diye seslendi içeri. Remziye mutfaktan çıktı, çekingen davranıyordu. Aynı soruları bir de Remziye’ye sordum. Remziye tek tek cevap verdi bana. ÇocuÄŸun sırtını, karnını, göğsünü, anne ve babasının sikiÅŸmelerini dinlediÄŸim Stetoskobumla dinledim. CiÄŸerlerini üşütmüştü çocuk. İlaç kullanması gerektiÄŸini söyledim. Bir kağıda yazdım ilacı ve nasıl kullanılacağını anlattım.

Adam teÅŸekkürler ediyordu sürekli. Karısına dönüp, “Orda durma öyle, çay koysana!” dediÄŸinde Remziye mutfaÄŸa geri döndü. Bu arada adam, “Ya kusura bakma, benim adım Davut, söylemeyi unuttum herhalde!” dedi. Davut’la böylece tanışmış oldum. Toplam 3 çocukları vardı. En büyükleri 13-14 yaÅŸlarında bir erkekti. Davut ilaç yazdığım kağıdı oÄŸluna uzatıp, “Al ÅŸunu, ÅŸu parayı da al, yukarıdaki Eczane açıksa oradan al da gel!” diyerek çocuÄŸu gönderdi.

Remziye az sonra bize çaylarımızı getirdi. Davut bana, “Açsan yemek yiyelim, sen acıkmışsındır, sofra hazırlasın hanım!” dedi. Ben ne kadar, “Yok, gerek yok!” desem de, Remziye kocasından emri almıştı bir kere. On dakika içinde önümdeki sehpaya bir tabak nohutla pilavı koymuÅŸtu. O sırada oÄŸlu da elinde ilaçla gelmiÅŸti. Yemezsem ayıp olacaktı. Güzel de yapmıştı Remziye, afiyetle yedim. Ben yemeÄŸimi yerken Remziye’nin mutfağın kapısının önünde durmuÅŸ bana baktığını gördüm. Saat 22:00’ye gelirken müsaade isteyerek kalktım. Davut beni uÄŸurlarken yine teÅŸekkürler ediyordu. İki iri yarı insanın sikiÅŸmelerine ÅŸahit olmuÅŸtum Cumartesi gecesi. İkisi de fil gibiydi. O haliyle Davut kim bilir nasıl sikiyordu Remziye’yi.

Saat gece yarısına gelirken alt katımdaki sesler azaldı. Üst kattan ise halen Televizyon sesi geliyordu. İlk önce Bekir ve Sabriye’yi dinledim. Ama bu gece onlardan bana hayır yoktu. Bekir’in horlamalarının sesini alıyordum kulaklarımda.

O zaman yatak odama döndüm ve yere uzandım, Stetoskobu odanın tabanına yerleÅŸtirip aÅŸağıdan gelecek seslere kulak kesildim. Davut ve Remziye benden bahsediyorlardı. Davut, “Çok iyi çocukmuÅŸ bu Bayram, çok da bilgili. Bir bakışta anladı ne olduÄŸunu!” dediÄŸinde, Remziye, “Sabriye ablanın kızına da ders veriyormuÅŸ, o bu sene üniversite sınavlarına girecekmiÅŸ ya!” dedi. Davut, “Ulan biz okuyamadık amına koyayım, okusaydık biz de böyle olurduk!” dediÄŸinde, Remziye, “Aman bir sen eksiktin!” dedi kocasına.

Az sonra Remziye yataÄŸa girdi, yataktan derin gıcırdamalar geldi çünkü. Ağırlığıyla yatağı eziyordu sanki. Davut’un, “YavaÅŸ ol lan!” dediÄŸini duydum. Sonra bir süre sessizlik oldu. Üst katımdakiler henüz yatmamışken, Remziye ve Davut sikiÅŸmeye baÅŸlamışlardı bile. Önce üst üste birkaç kez ÅŸiddetli ‘Åžlop, ÅŸlop, ÅŸlop!’ sesleri geldi. Bunun ardından yatağın gıcırdamaları baÅŸladı. Yatak ağır ağır gıcırdıyordu, ikisinin toplam ağırlığı 200 kilodan fazlaydı ve yatağın altının yere vurma seslerinin gelmesi de gecikmedi. Remziye’nin, “Ayy, ahhh, ımmm, uhhh, çok güzel, ohhh, çok güzel…” sözlerine, Davut’tan, “Güzel mi ha, amını siktiÄŸim, güzel mi, ohhh, güzel mi?” sözleri karışıyordu.

Birkaç kez de yatak başının duvara ankara escort vurma sesleri geldi, ardından yatağın gıcırdamaları azaldı. Davut o ara dayanamamış ve karısının amına ÅŸiddetle pompalamıştı anlaşılan. Yatağın gıcırdamaları hiç azalmadan devam ediyor, Remziye de derinden ve sürekli inliyordu. Kocasının (Öküz gibi durma!) sözünden sonra anlaşılan kendini kocasına beÄŸendirmeye çalışıyordu. Bir süre sonra, “Böyle istediÄŸim gibi olmuyor!” dedi Davut. Karısının amından çıktığını anladım. Remziye, “Ne oldu, geldin mi yoksa?” dediÄŸinde, “Yok yok, kalk hadi, böyle istemiyorum, bir de ayakta yapalım!” dedi.

Artık sesler beynimin içinde yankılanır haldeydi. Az sonra Remziye’den, “Uhhh, ayy, Davut, ahhh!” sesleri gelmeye baÅŸlamışken, Davut’un karısını domaltarak ayakta siktiÄŸini anladım. Ama anlaşılan Davut bu iÅŸi çok gürültü olmadan yapmaya çalışıyordu. Åžimdi sadece Remziye inliyordu. Ama birkaç sefer Davut gene kendini kaybetti ve adeta kulak zarımı delecekmiÅŸ gibi ÅŸiddetli ‘Åžlop, ÅŸlop, ÅŸlop!’ sesleri geldi Remziye’nin götünün yanaklarından. Remziye, “Ayy, yavaÅŸ, ahhh, çocuklar kalkacak, yavaÅŸ!” dese de, Davut, “BoÅŸ ver, kalksınlar…” dedi. Anlaşılan Davut kendini fazla kaptırmıştı sikiÅŸe.

Karısının koca göt yanaklarının deli gibi löpürdediÄŸini tahmin edebiliyordum. Bazen azalır gibi olsa da ‘Åžlop, ÅŸlop, ÅŸlop!’ sesleri gelmeye devam ediyordu halen. O zaman Remziye, “YavaÅŸ, çocuklar kalkacak!” dedi yeniden. Davut, “Tamam lan tamam, geç yataÄŸa!” dedi kızgın halde. Az sonra yatak ağır ağır gıcırdamaya baÅŸlamıştı. Ama sırtüstü uzanmadığını muhtemelen yatağın üzerinde dörtayak üstüne domaldığını anladım Remziye’nin. Çünkü ‘Åžlop, ÅŸlop, ÅŸlop!’ sesleri yeniden gelmeye baÅŸlamıştı.

Her ikisinden de, “Ihhh, ahhh, ohhh!” sesleri birlikte geliyor, yatağın gıcırdamaları da arttıkça artıyordu. Kaç dakikadır sikiÅŸtiklerini unutmuÅŸtum. İkisi de iri vücutlarına oranla iyi sikiÅŸiyordu doÄŸrusu. Ama sonunda Davut’dan, “Aohhh, ohhh, Remziyem, ohhh, Remziyem!” sesleri gelmeye baÅŸladı. “Ahhh, ıhhh, ımmm!” derken Davut’un boÅŸaldığını anladım. Remziye’den ise ses yoktu. Bir süre sessiz kaldılar. Ardından yatağın gıcırdamaları yeniden geldi. Remziye, “Ben banyo yapacağım!” dediÄŸinde, Davut, “Tamam, ben de geliyorum!” dedi. Bir dakika kadar sonra yatak odasının kapısı açıldı. Ben de hemen banyoya koÅŸtum, diyaframı banyonun tabanına yerleÅŸtirip dinlemeye baÅŸladım.

AÅŸağıdan önce saÄŸlam bir osuruk, sonra da iÅŸeme sesi geldi. Az sonra da sifon çekildi. Bunun ardından duÅŸ kabininin açılıp kapanması ve suyun akmaya baÅŸlamasının sesleri geldi. Suyun sesi kulağımın içinde yankılanırken banyo kapısı açılıp kapandı, Davut da karısının yanında yerini alıp yıkanmaya baÅŸladı. İkisi de cenabet olmamak için gecenin bu saatinde yıkanıyordu. Onlar yıkanırken dinlemeyi bıraktım, bu kez de Remziye’yi düşünerek 31 çekmeye baÅŸladım.

3 komÅŸu kadını da düşünerek 31 çeker olmuÅŸtum artık. Gözümün önünde Remziye’nin kocasıyla yaptığı sikiÅŸ vardı. Davut onu hayvan gibi sikerken, ben de elim yarağımda izliyordum onları. Sarsıla sarsıla boÅŸaldım. Döllerim banyonun zeminine akmıştı yine. AÅŸağıdakiler anlamasın diyerek temizleme iÅŸini sabaha bıraktım ve yatak odama döndüm.

Acaba yukarıdakiler ne yapıyordu? Sessizce kulak kabarttığımda, bu gece için yukarda bir hareket olmadığını anladım. O zaman ben de girdim yatağa ve uykuya daldım.

Burası bir aile apartmanıydı, ama çatır çatır sikişler yaşanıyordu. Ben de bunları Stetoskobum yardımıyla dinliyordum. Bir şeyin de o zaman farkına vardım. Demek ki amcam da burada oturduğu zamanlarda yengemle sikişirken, alt kata, üst kata sesler gidiyordu. Kim bilir kaç gece alt ve üst komşularının sikişmelerine onlar da şahit olmuştu. Ben bu eve taşınmadan evvel amcam henüz otururken birkaç sefer gelmiştim, ama gece yatıya kalmamıştım. Amcamın bunu istemediğini anlıyordum çünkü. Belki de sebebi buydu. Ben olduğum zamanlarda yengemle istediği gibi sikişemeyecekti.

Artık sürekli komÅŸularımı dinler olmuÅŸtum. Bazen kendi aralarındaki tartışmalara bile kulak kabarttığım olurdu. Garip bir haz alıyordum bundan. Cevat ve Åžerife’den umutluydum, ama ilk geceden sonra onlardan bir hareket gelmedi hiç. Belki de gündüzleri sikiÅŸiyorlardı. EÄŸer kızları evde olmuyorsa muhtemelen öyledir dedim kendi kendime. Sonuçta Cevat izinliydi ve gündüzleri de evdeydi. EÄŸer, bir yere gitmiyorsa tabii.

Bir akÅŸam kapım çaldı. Anahtar deliÄŸinden baktım, Åžerife’nin kızı AyÅŸe’ydi. Sabriye’nin evinde görmüştüm onu. Kapıyı açtım, “Åžeyy, kusura bakmayın rahatsız ettim, bu akÅŸam bizde yemek var da, babam sizi de çağırıyor!” dedi. “Tabii, olur, gelirim, teÅŸekkür ederim!” dedim. Kısa bir süre sessiz kaldık ikimiz de. Ben cevabımı vermiÅŸtim, ama AyÅŸe yine de sanki benim bir ÅŸey söylememi bekledi o kısa sessizlikte. Mavi, dar bir kot pantolonla V yakalı pembe bir escort ankara bluz giymiÅŸti. Beyaz koynu görünüyordu. O zaman ben, “Okul nasıl gidiyor?” diye sordum. Bir konu açmıştım konuÅŸmak için. AyÅŸe’nin yüzünde sevinç ifadesi belirdi bir an. “İyi, nasıl olsun, ama bazı konuları anlayamıyorum, matematiÄŸim zayıf. Hem iÅŸ hem okul zor oluyor!” dedi. “Nerde çalışıyorsun, bölümün neydi?” diye sordum bu kez. “Ya iÅŸte öyle zamanım boÅŸa gitmesin diye ufak bir giyim maÄŸazasında çalışıyorum. İşletme okuyorum, ama matematik de görüyoruz…” dediÄŸinde, “İstersen yardımcı olurum!” dedim.

AyÅŸe sanki benim bunu söylememi bekliyor gibiydi. “Sahi mi, çok iyi olur!” dedi. Sonra cep telefonunun saatine bakıp, “Åžey, ben gideyim, daha diÄŸerlerine de haber vereceÄŸim!” dedi. “Tamam, görüşürüz!” dediÄŸimde, gülümseyerek, “Görüşürüz!” dedi. O anda da karşı dairenin kapısı açıldı ve kapıda Åžeyma göründü. Uzun bir kot etekle uzun bir tunik giymiÅŸti. Başında da beyaz bir ÅŸal vardı. Bir AyÅŸe’ye bir bana baktı dikkatle. O ara AyÅŸe tekrar bana dönüp, “Görüşürüz!” dedi, ben de gülümseyerek kapadım kapıyı. Bu kızın da bana karşı boÅŸ olmadığını anladım. Ama merak etmiÅŸtim. Demek ki biz konuÅŸurken Åžeyma bizi duymuÅŸtu ve o nedenle kapıyı açmıştı. Anahtar deliÄŸinden baktım. Geçen gün yanımda yanak yanaÄŸa öpüşen iki kızın birbirlerine soÄŸuk davrandıklarını gördüm, ÅŸaşırdım. Acaba dedim kendi kendime, yoksa benim yüzümden mi araları böyle soÄŸuk bunların? Bunu zamanla öğrenecektim.

AyÅŸe’nin dediÄŸi saatte çıktım yukarı. Ev kalabalıktı. Cevat yeniden Irak’a döneceÄŸi için bütün komÅŸularına bir yemek veriyordu. Evin haline bakılırsa maddi yönden sorunu olmadığı anlaşılıyordu. Kadınlar bir odada oturuyor, erkeklerse salonda oturuyordu. Cevat, Bekir ve Davut’dan ayrı olarak 3 erkek daha vardı. Biri genç, diÄŸer ikisi ise Ellili yaÅŸlarında vardı. Sanırım bu yaÅŸlıca olanlar bina giriÅŸinde otururken gördüğüm kadınların kocalarıydı. Ama bu genç olanı tanımıyordum. Genç olanın adının Nazmi, diÄŸerlerinin ise Mehmet ve Mustafa olduÄŸunu öğrendim sonra.

Cevat bana karşı çok sıcak ve nazik davranıyordu. 45 yaşlarında, orta boylu, bıyıklı, tipik biriydi. Diğerleri de karşılarında bir doktor adayı olduğundan aynı şekilde yaklaşıyorlardı bana. Davut çocuğunu iyileştirdiğimi söylerken, Bekir kızının derslerinin düzeldiğini söylüyordu. Oysa sadece bir kere o da yarım yamalak ders çalışmıştım kızıyla.

Salonun ortasındaki masayı Cevat’ın iki kızı ve Åžerife hazırlamaya baÅŸladılar. Åžerife geçen günkü görünümünden uzaktı. Uzun ve bol bir kahverengi etek giymiÅŸ, başını büyük bir türbanla baÄŸlamıştı. Dikkat ettiÄŸimde tırnaklarındaki kırmızı ojenin gittiÄŸini ve tırnaklarının kesildiÄŸini gördüm. Demek ki kocası evde olmadığı zamanlarda o ÅŸekilde süslü püslü dolaşıyordu sadece. Geçen gece kocasının onu amından ve götünden siktiÄŸine kulaklarımla ÅŸahit olmuÅŸtum. Ama sonrası gelmemiÅŸti. Kadının bu haline bakıp onun kocasıyla götten sikiÅŸtiÄŸine inanmak çok zordu. Küçük kızı da, Åžeyma gibi Lise sona gidiyormuÅŸ, o da annesine benziyordu.

O ara içerden bir kadın çıktı. En fazla 30 yaşında gösteriyordu. O da türbanlıydı ama oldukça süslenip püslenmiÅŸti. Üzerinde dizlerinin az altına gelen parlak gri kumaÅŸlı bir etekle, beyaz bir gömlek vardı. Dar gelen gömlek iri memelerini iyice ortaya çıkarmıştı. Etek de aynı ÅŸekilde dardı ve koca götü çıkıntı yapmıştı. İnce siyah çoraplı bacakları görünüyordu eteÄŸin altından. Gözlerine mavi bir boya sürmüştü. Bariz bir ÅŸiveyle, “Abla hazır mı her ÅŸey?” diye sordu Åžerife’ye. Åžerife de, “Hazır, hazır, sen geç içeri!” dedi kadına. Galiba Nazmi’nin karısıydı bu kadın. O anda kısa bir süre baktı bana. Beni ilk defa görüyordu. Tabii ben de onu ilk kez görüyordum. DiÄŸer kadınlar ise odadan hiç çıkmadıkları için onları göremedim.

Nazmi, Åžerife’nin üst katında oturuyordu. Mehmet ise Bekir’in üst katındaydı. Mustafa da, Mehmet’in üstündeki dairede yaşıyordu. Bütün bina sakinleri o akÅŸam orada toplanmıştık. Nazmi, “Ben hanımla aynı iÅŸyerinde çalışıyorum, onun için gündüzleri pek evde olmuyoruz!” dedi. Mehmet, “Ben de yeni emekli oldum, evde oturunca hanım kızıyor!” dedi gülerek. Mustafa ise Cevat gibi inÅŸaatçıydı. Bir alışveriÅŸ merkezi inÅŸaatında çalıştığını söyledi. Bina giriÅŸinde gördüğüm ve üst kata çıkan kadınlar onların karılarıydı. İlginç tarafı, Mehmet ve Mustafa kardeÅŸti, karıları da onlar gibi kardeÅŸti. İki erkek kardeÅŸ, iki kız kardeÅŸ ile evlenmiÅŸ, birbirlerine bacanak olmuÅŸlardı aynı zamanda.

Yemeğimizi yedik, ardından Ayşe bize çay getirip götürdü. Servis esnasında o bana bakmasa da, ben bakıyordum ufak ufak, tabii yanımda babası olduğunu da bilerek. Adamların hepsi de hoş sohbet insanlardı, ama Cevat yurtdışında bulunduğundan mıdır nedir, fırlamanın birine benziyordu. Amcamı hepsi çok seviyordu. O nedenle bana karşı davranışları da o şekildeydi. ankara escort bayan Ama yine de ölçülü olduklarını seziyordum. Sonuçta ben bekar bir erkektim.

Geç bir saate kadar kaldım orada. Ardından onlar oturmaya devam ederken ben müsaade isteyip kalktım. Çünkü sıkılmıştım artık ve hiçbiri ben kalkmadan kalkacak gibi görünmüyordu. Benden birkaç dakika sonra üst katın kapısının açıldığını ve konukların evden ayrılışını duydum. Uykum gelmiÅŸti. YataÄŸa girdim ama bu sefer de uyku tutmadı. Saat 01:00 olmuÅŸtu nerdeyse. Kalkıp Bekir ve Sabriye’yi dinlemeye baÅŸladım.

Aralarında konuÅŸuyorlardı, pek duyamıyordum. Bununla birlikte yatağın gıcırdamaları gelmeye baÅŸladı. İkisinden de ses çıkmıyor ama yatak gacır gucur sesler çıkartıyordu. Derken Bekir’den, “Ohhh, ımmm, Sabriyem, ohhh!” diye diye inlemeler gelmeye baÅŸladı. Sabriye ise sessiz kalmıştı. Gıcırdamalar arttıkça Bekir’in inlemeleri de aynı ÅŸekilde artıyordu. Birkaç sefer üst üste ‘Åžlop, ÅŸlop, ÅŸlop!’ sesleri geldiÄŸindeyse, nerdeyse o halde boÅŸalacaktım.

Bir elim Stetoskobun diyaframını tutarken, diÄŸeriyle yarağımı okÅŸuyordum. Az sonra Sabriye’den de sesler gelmeye baÅŸladı. “Ahhh, ahhh, ayy, Bekir, ayy, ımmm, Bekir, ohhh!” diyerekten Sabriye’nin boÅŸaldığını anladım. Åžu anda kocasının altındaydı. Kocası amını sikerken onun koca memelerinin kocasının göğsü altında yassılaÅŸtığını, deli gibi sallandığını tahmin ediyordum.

Sabriye boÅŸalmıştı, sıra Bekir’deydi. O ara yatak daha fazla gıcırdadı, kısa bir sessizliÄŸin ardından yeniden ama eskisinden daha güçlü ÅŸekilde baÅŸladı gıcırdamaya. ‘Åžlop, ÅŸlop, ÅŸlop!’ sesleri de peÅŸ peÅŸe gelmeye baÅŸladı. Yatak deli gibi sesler eÅŸliÄŸinde yaylanıyor, sallanıyordu, birkaç kez yere vurdu yatak o ÅŸiddetle; elim yarağımda olduÄŸu halde mutfakta duruyordum. Bekir’in inlemeleri böğürtülere dönüştü. Yatak daha hızlı baÅŸladı yaylanmaya. Derken Bekir’in, “Ahhh, ımmm, ohhh, Sabriyem, ohhh!” sesleri arasında boÅŸaldığını anladım.

Yatağın gıcırdaması bir süre daha devam etti. Ardından sesler kesildi. Bir dakika kadar sonra Sabriye, “Hiç kalkasım yok ÅŸimdi, sabah sen iÅŸe gittikten sonra yıkanırım ben!” dedi. Bekir de, “Benim de öyle, zaten bütün gün deli gibi yoruldum. Sabah yıkanırım!” dedi. Kendi aralarında konuÅŸmaya devam ettiler bir süre. Bekir’in, “Zevk aldın mı aÅŸkım?” sorusuna Sabriye, “Hımm, aldım!” diyerek ve kıkırdayarak cevap verdi.

Ben bunları böyle dinlerken acaba onların hemen yanındaki odada yatan Şeyma bir şey duymuyor muydu? Kocaman kızdı artık ve neyin ne olduğunu biliyordu. Anne ve babasının geceleri yan odada çatır çatır sikiştiklerini duymaması imkansızdı. Binanın zayıf oluşu, gizli kalması gereken mahrem sırları bu şekilde açığa vuruyordu. Banyoya girip 31 çekecektim, ama öncesinde odama girdim. Acaba altımdan veya üstümden de sesler geliyor muydu? Önce alt katı dinledim, ama karı koca ikisinin de iri cüsselerinden çıkan horlama seslerini duydum yalnızca.

O zaman yatağın üzerine çıktım ve diyaframı tavana dayadım. Üst katımdan da yatak gıcırtıları geliyordu. Evet, Cevat ve Åžerife sikiÅŸiyordu yeniden. Binamız sikiÅŸ konusunda oldukça bereketliydi. Karı koca ikisinden de ses gelmiyordu, ama yatak devamlı gıcırdıyor, yaylanıyordu. Ara sıra yatağın yere vurma sesleri geliyor, ama hemen ardından eskisi gibi gıcırdamaya devam ediyordu. Bir süre bu ÅŸekilde devam ettiler. Ama az sonra Cevat’dan, “Ohhh, ohhh…” sesleri gelmeye baÅŸladı. Cevat boÅŸalmıştı, ama Åžerife boÅŸalmış mıydı?

Bir süre daha devam etti yatağın sesleri. O sırada Åžerife’nin kocasına, “BoÅŸaldın mı?” diye sormasını iÅŸittim. Cevat, “Evet!” dedi önce, hemen ardından, “Sen boÅŸalmadın mı?” diye sordu. Åžerife’nin bu soruya hayır anlamında, “Cıkk!” diye yanıt verdiÄŸini duydum. Kocası boÅŸalmış, ama o boÅŸalmamıştı. Çok merak ediyordum. Benim gibi kocası da merak ediyor olmalıydı ki, “Niye?” diye sordu Cevat.

Åžerife, “Canım istemiyor benim, sen istiyorsun diye yapıyorum. Bana insan gibi davranmıyorsun. Kaç zamandır yoksun. Bir haftalığına geliyorsun, beni sikip sikip gidiyorsun. BaÅŸka bir ÅŸey yapmıyoruz. 3 yıldır böyle. Kendimi boÅŸlukta, yalnız hissediyorum. Bu evin içine hapsoldum. Kızlarım da olmasa ne yapacağımı bilmiyorum!” dedi. Cevat’ın, “Ulan ne istiyorsun, ben yokken yalnız kalma diye sana Vibratör aldım, hem de en iyisinden, o kadar para verdim!” dediÄŸinde ÅŸok oldum. Demek ki Åžerife sessiz geçen gecelerinde bir vibratörle kendini sikiyordu. DiÄŸer taraftan tahmin ettiÄŸim gibi gündüzleri sikiÅŸmiÅŸlerdi, kızları evde yokken.

Bu söz üzerine Åžerife, “Ben yarak deÄŸil, bir dost, bir arkadaÅŸ istiyorum!” dedi. Cevat ise, “Siktir lan, sen daha ne istediÄŸini bilmiyorsun. Ben yatıyorum, sen de yat zıbar!” dedi karısına. Az sonra sesler tamamen kesildi. Artık dayanacak halde deÄŸildim, banyoya girdim ve ayaküstü 31 çektim.

Yanımdaki, altımdaki ve üstümdeki komşularım çatır çatır sikişiyor, ama ben 31 çekmekle yetiniyordum. Üstelik bunlar benim bildiklerimdi. Kim bilir diğer üç dairede de ne sikişler yaşanıyordu. O anda şu kadınların biriyle bile sikişmek için neler vermezdim!

[Bayram]

Ben Esra telefonda seni boþaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

  • tags

Related Posts

Got Something To Say:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*